Çiftler İçin Sunulan Danışmanlık Hizmetleri ve aile danışmanlığı

Bu günlerde korona kelimesini zikretmediğimiz bir günümüz geçmez oldu. Öyle ki bu kelime kimimiz için bir engel, kimimiz için bir kaygı, kimimiz için ise değişim ve dönüşümün mil taşı oldu ve olmaya devam ediyor. Herkes için farklı anlamlar taşısa da bir ortak nokta var ki az ya da çok, olumlu ya da olumsuz bir şekilde hepimizi etkisi altına almış durumda. Sağlığımız için daha az evden çıkıyor, daha az sosyal etkinliklerde bulunuyor ve evden işimizi yürütmeye çalışıyoruz. Hal böyle olunca aynı evi paylaşan çiftlerin akşamdan akşama olan görüşme sıklıkları da bir anda 7/24 şeklini almaya başlıyor. Hayatın genelinde ‘daha az’ kısmında kalan her şey çift rolünde ‘daha fazla’ kısmında kalmasına hizmet edebiliyor. Daha fazla ortak alan paylaşımı, daha fazla zaman diliminde yan yana olma… Yani yeni bir düzene uyumlanmak zorunda kalınıyor. Uyumlanma dönemi doğası gereği sancılı bir süreç olabilir. Çünkü içinde kişinin daha önce tecrübelemediği bir süreci barındırır. Ve bu tecrübesizlik de yeniliklerle nasıl başa çıkacağım noktasında kişiyi kaygıya sürükleyebilir ve bunun sonucunda olayları yorumlama tarzında, çevresine karşı olan bakış açısında, eşiyle olan iletişim dilinde birtakım sakarlıklara sebep olabilir. Günlük düzen içerisinde gözünüze batmayan birçok durum gözünüze batmaya başlayabilir, ‘ben seni hiç böyle bilmezdim’ gibi cümleleri kullanmaya başlayabilirsiniz, hatta gözünün üstünde kaşın varmış senin diyerek bir tartışmanın kıvılcımını ateşleyebilirsiniz. Peki, bu olanlar bir sebep midir yoksa sonuç mu? Kesin ve net cevabını vermek çok zordur bu sorunun ve ilişki dinamiğine göre değişkenlik gösterir cevabı. Kimi ilişkilerde bu süreç halı altına süpürülen sorunların gün yüzüne çıkmasına sebep olmuş olsa da kimi ilişkilerde de kaygının ve kapalı yaşamanın getirdiği gerginlik sonucu ortaya çıkan bir durum olarak karşımıza çıkabilmektedir. Peki bu durumu nasıl aşabiliriz dediğinizi duyar gibiyim JÖncelikle derin bir nefes alın ve bu korona düzenin sadece bir süreç olduğunu ve sonlanacağını kendinize hatırlatın. Sonrasında ise ev içinde kendinize bireysel alanlar yaratın tabi bunun yanında eş rolünü besleyecek aktiviteler yapmayı da ihmal etmeyin. eşinizle, kız/erkek arkadaşınız ile gerildiğinizi, anlaşılamadığınızı hissettiğiniz zamanlarda duygularınızı ve düşündüklerinizi ben dili ile ifade edip iletişime bir 10 dakika mola verin ve kendinize iyi gelecek bir etkinlik ile meşgul olun. Kahve içip komik videolar izlemek gibi. Aynı evin içinde aynı anı yaşasanız bile eşiniz, kız/erkek arkadaşınız ile farklı düşünebilirsiniz her zaman aynı modu yaşayamayabilirsiniz. Bunu bir reddediliş ya da tehlike olarak algılamak yerine farklılık olarak yorumlayıp kabul görmek olumsuz hissetmenizi engelleyecektir. Her şeyden önce kendinize bakım verme konusunda bonkör davranın. Koca gün evin içindeyim zaten ne olacak demek yerine kendiniz için kendinize bakım vermeyi ihmal etmeyin. bunlara ek olarak, eğer kendinizi yetersiz hissediyor iseniz, ya da hayattan eskisi kadar keyif almıyorum, eşimle tartışmalarım çok fazla arttı, bu düzen hep böyle devam edecek sanırım gibi karamsar düşünceler zihninizden geçiyor ise mutlaka bir uzmandan yardım almayı ihmal etmeyin.

Sevgiyle kalın.. 

Klinik Psikolog

Cansu KURULTAY